KAYYUM ATAMA UYGULAMASINA SON VERİLMELİDİR
Ekrem İmamoğlu, “Ne yazık ki ülkemizde artık bir alışkanlık gibi ya da bir rutin uygulama gibi gündemde olan ve yapılan hatta gündemde tutulmaya gayret edilen kayyum uygulamasıdır. Kayyum uygulamasının tümden bu ülkenin gündeminden kalkması şarttır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ikinci encümen toplantısına katıldı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Ne yazık ki ülkemizde artık bir alışkanlık gibi ya da bir rutin uygulama gibi gündemde olan ve yapılan hatta gündemde tutulmaya gayret edilen kayyum uygulamasıdır. Kayyum uygulamasının tümden bu ülkenin gündeminden kalkması şarttır” ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ikinci encümen toplantısına katıldı.
İmamoğlu, birliğe ait Tevfik Göksu Konağı’nda saat 14:00’te başlayan toplantının ardından gündeme dair açıklamalarda bulundu.
“Kayyum uygulamasının tümden bu ülkenin gündeminden kalkması şarttır”
Kayyum atanması ile ilgili “Kayyum atama uygulamasına son verilmesi gerekiyor” diyen İmamoğlu, şunları ifade etti:
“Ne yazık ki ülkemizde artık bir alışkanlık gibi ya da bir rutin uygulama gibi gündemde olan ve yapılan hatta gündemde tutulmaya gayret edilen kayyum uygulamasıdır. Kayyum uygulamasının tümden bu ülkenin gündeminden kalkması şarttır.
Kayyum uygulamasıyla ilgili gördüğümüz hukuki sakıncaları elbette sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle Anayasa’da İçişleri Bakanı’na görevle ilgili suçlar için uzaklaştırma yetkisi verilmişken terör örgütü maddesinde görev bağlantısı asla kurulmadığı bir hukuki zafiyettir. Terör suçunun görevle bağlantılı işlenmesi halinde ise dayanak madde karışıklığı bulunmaktadır.
Hizmetlerin terör sebebiyle aksadığının tespitinin valiliğin yapması yargı teminatını bertaraf etmektedir. Meclis’in seçim yapması kuralından uzaklaşılmış olması gerçekten halkımızı o şehirlerde yaşayan vatandaşlarımızı derinden yaralamaktadır. Aynı zamanda personelinin görevden uzaklaştırılması iadesi kararı seçilmiş başkandan alınmıştır. Ve vesayet makamları hiyerarşik amir konumuna girmiştir.
Bu kapsamda vatandaşın iradesinin tümden yok sayılması zeminini oluşturduğu gibi aynı zamanda kurumu da neredeyse ortadan yok eden bir aşamalı süreci devreye sokmaktadır. Yine görevlendirme süresi belirsizleşen belediyenin karar yürütme temsil gibi farklı organlara sahip olmasından beklenen yarar da sağlanamamaktadır. Suçun şahsiliği prensibinden en üst seviyede uzaklaşılmıştır. Düzenleme olağanüstü koşullar altında çıkarılmış denilse de artık olağan hale gelmiştir.
“Kayyum hem vatandaşları, hem kurumları hem de demokrasiyi derinden yaralıyor”
Neredeyse bu böyle yerleşik bir uygulamaya dönüşmüştür ki yerleşik uygulamamıza asla uygun değildir. Ve bunun gibi birçok aslında uygulamanın hem şahısları hem kurumları ve hem de o beldedeki vatandaşları derinden yaraladığını, üzdüğünü, yerel demokrasiyi hırpaladığını ve açıkçası üzüntümüz bazı noktalarda tamiri mümkün olmayan tahribatlar yarattığını belirtmek isterim.
Bunun ülkemize, ülkemiz yerel demokrasisine milletimizin demokrasiye olan inancına yaralar açmaktadır ve 86 milyon yurtsever vatandaşımızın bu memleketin eşit hissedarı olan yurttaşlarımızın yaşadığı bu cennet vatanda hiçbir beldemizin bu tür uygulamaları hak etmediğini düşünmekteyiz.
“Kayyum atama uygulamasına son verilmesi gerekiyor”
Yine meclisin feshi ve belediye başkanının sona ermesine, görevlerle ilgili suç işlenmesi halinde görevden almaya ve takip edilecek usule ilişkin kurallar anayasamızda ve temel mevzuat 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda yer aldığından ayrıca kayyum düzenlemesine ihtiyaç bulunmadığını arkadaşlarımız öneriyor. Bütün bunlar hem yasanın nasıl uygulandığı mevzuatına dair hem de aynı şekilde bu kanunların birbiriyle olan çelişkisini tespit etme noktasında Türkiye Belediyeler Birliği bünyesindeki hukuk birimimizin ve uzman arkadaşlarımızın çalışmaları ışığında sizinle paylaşıyorum.
Suçla mücadelenin ceza sorumluluğunun bireyselliği üzerinden sürdürülmesi gerektiği, tüm kuruma hatta personele kamu görevlilerine kayyum atanmasının devlet geleneğimize hizmetlerin devamlı ilkesine büyük aykırılıklar içerdiği, olağanüstü koşullarda getirilmiş kayyum düzenlemesinin az önce dediğim gibi olağan dönem kapsamında genişletilmemesi gerektiği, yerel yönetim geleneğimizi ve demokratik teamüllere uygun olmayan, halkın iradesini yok sayan idari nitelikli bir kararla alınan kayyum atama uygulamasına son verilmesi, değerlendirmesinde bulunuyor ve bunu da kamuoyuyla ve ilgililerle de paylaşmış olmak istiyorum.”